Lavanta Latte

-|-

Zamanin kiyisinda oturmus, elindeki lavantali kahveyi yudumlayan kadin adama birseyler fisildiyordu bu defa. (Marge Pierce – Zamanin Kiyisindaki Kadin) 

Kadin ona birkac gun evvel yeniden kazanilan zaman ve yitip giden zaman uzerine sohbet etme fikrini bahsediyor, kitabi yuksek zekada yeniden okur gibi yapip korkuyor, hemen vazgeciyorlardi. (Marcel Proust – Yakalanan Zaman)

Lavantanin buram buram kokusunun yukselttigi mor renk  gokyuzunun laciverte calisini aydinlatiyordu. 

Kadin lavantali latteden bir yudum aldi. Zihni beyazlasmis, gozleri parildamisti. 

-||-

Meditasyona oturmus huzurlu ruhlarin beyazligi olsa gerek, mor gokyuzundeki isiltili yildizlar kahve fincaninin icerisine dusuyordu. 

Kadin kalkti, beyaz ispanyol paca pantolonu ve karnini acikta birakacak beyaz ispanyol kollu bluzunu giydi. Vitrayla bezenmis yuksek camlarin yanindaki tek kisilik koltuga bir balerin edasiyla kendini birakti. Ay isigi vitraydan yansiyor, odanin icerisindeki gunes likid lambanin da aydinlattigi tahta zeminde mavi, yesil, pembe, mor renkler olustuyordu. 

Kadin lavantali lattesinden bir yudum daha aldi, kendini lavanta tarlasinda dolasiyormus gibi hissetti. 

-|||-

Kalkti, yerden bir plak aldi. Etrafinda tam bir balerin donusu yapti. Ispanyol beyaz pacasina kilitlenen camera yavasca The Beatles – White albumune gecis yapmisti. Kadin elinde tuttugu white albumunu alip yerdeki pikapa takti. 

Arka Planda “Dear Prudence” calmaya basladi. Kadin adama yaramaz bir cocuk gibi oyun oynamaya hazir gozlerle goz kirpti. Adam yesil kadife koltukta oturmus elindeki kitaba bakiyordu. “Hatirliyor musun? Gunesin ilk dogdugu gunu ve Ayin ilk aydinlattigi geceyi?” diye sordu. 

-|V-

Ikisi de ayaga kalkti ve karsi karsiya geldiler. Ortalarinda sihirli bir kure duruyormus gibi, basketbolda ilk atisi yapacak oyun kurucuyu bekliyorlarmis gibi asagi bakiyorlardi. 

Kadin “Asagidan bize dogru yokus yukari yuruyusunu hatirliyorum ayin, ve gunesin asagi inisini. Cennetin kiyisinda nehiriminden akan sulari izlerdim, orada (la-bas), orada. (Huysmans – La-bas (Orada))

-V-

Magara insanlarinin kendi golgelerinden korkmalarini ve golgeler sebebiyle magarayi terk etmedikleri donemleri gozlerinden izliyorlardi. 

Kadin, meditasyondaki shadow workingden, adam psikolojideki golge benlik kavramindan, ikisi birden golge tiyatrosundan ve book of shadows`dan konusmaya basladilar. 

Kadin witchcrafti cok iyi bildiginden ama cadilari sevmediginden yakiniyordu.

-V|-

Gunes saatini gozlerinde canlandirdilar ve kendi golgelerinin nereye vurduguna baktilar. Adam kendisinin gecmisten gelen hangi golge oldugunu, kadin golgesinin hangi zaman dilimine vurdugunu dusunuyordu. Birden aralarindan isik yukseldi. Isik nereden geliyordu, golge nereden geliyordu? Bir insan hem isik kaynagi hem golge olabilir miydi? Kadin da adam da golgelerinden arinmisti. 

Lavantali lattesinden bir yudum daha aldi ve yazdigi kitabi kapatti. 

PS: (Purple head salut with Tiiiiimeeeee)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *